Duyuru:

Web sitemize hoş geldiniz, umuyoruz ki web sayfamızı beğenirsiniz ve her zaman misafirimiz olursunuz.

30 Kasım 2013 Cumartesi

Dikkat 1,4 miyonun oyu tehlikede

Son seçimlerden sonra yaklaşık 8 milyon kişi adres değiştirdi. Bunlardan 1 milyon 400 bin vatandaşın ise seçmen kaydının bulunmadığı tespit edildi.Eğer bu kişiler gerekli işlemleri yapmazsa sandığa gidemeyecek. Yerel seçim çalışmalarını sürdüren ve bu durumu tespit eden AK Parti yetkilileri, seçmenlerin kaydını yaptırmasını sağlayacak.


AK Parti Seçim İşleri Başkanlığı ve Seçim Koordinasyon Merkezi'nin çalışması neticesinde yaklaşık 8 milyon vatandaşın 2011 seçimlerinden bu yana çeşitli vesilelerle adres değişikliğine gittikleri, bunlardan yaklaşık 1 milyon 400 bininin ise kayıt yaptırmadığı belirlendi.AK Parti'de 30 Mart 2014'te gerçekleşecek yerel seçimler ile ilgili çalışmalar hızlandırıldı.Parti kurmayları, bir taraftan büyükşehir, il ve ilçelerin aday belirleme süreçlerini yürütürken diğer taraftan ise teşkilatların yapacağı seçim çalışmalarını belirliyor. Bu çalışmaların en önemli ayağını ise yerel seçimlerde oy verecek 50 milyonun üzerinde seçmen oluşturuyor. Türkiye'de sık sık adres değişikliğinin yaşanmasından yola çıkan AK Parti Seçim İşleri Başkanlığı (SİB) ve Seçim Koordinasyon Merkezi (SKM), son seçimin gerçekleştiği 2011yılından bu yana 7 milyon 883 bin 85 seçmenin adres değişikliğine gittiğini belirledi.

8 MİLYON KİŞİ YER DEĞİŞTİRDİ

Yani 8 milyona yakın seçmen mahallesini değiştirdi. Eğer bir çalışma yapılmaz ise şu an için bu seçmenden 1 milyon 382 bini adres değişikliğini bildirmediği için kesinlikle oykullanamayacak. 8 milyondan geriye kalan 6,5 milyon seçmenden ise 1 milyon 163 bininin AK Parti üyesi olduğu ve taşındığı mahallede seçmen kaydını yaptırdığı belirlendi. Geriye kalan 5,5 milyona yakın seçmenden büyük bir bölümü gerekli bilgilendirme yapılmaz ise sandığa gitmeyebilir.

TEŞKİLATLAR HAREKETE GEÇİRİLDİ

AK Parti'de SİB ve SKM birimleri, mahallesini değiştiren bu seçmenlerin bulundukları yerdesandığa gitmesini sağlamak için il ve ilçe teşkilatlarını harekete geçirdi. Öncelikli olarak yerdeğiştiren seçmen verileri teşkilatlar ile paylaşıldı. Bu seçmenlerden öncelikli olarak yaklaşık 1 milyon 382 bin seçmenin kaydının yapılması için gerekirse kapı kapı dolaşılması istenildi.Adres değişikliği yapan ve AK Parti üyesi olan 1 milyon 163 bin seçmen ise mahallesini değiştirenlerin mevcudundan çıkartıldı. Geriye kalan 5,5 milyon seçmenin de adresini değiştirdiği için bulunduğu mahallede yabancılık çekebileceği, seçmen listesinde adının olup olmadığını öğrenmede ya da sandığa gitmede gerekli iradeyi gösteremeyebileceği belirtildi. Teşkilatlardan, bu seçmenlerinde öncelikle ilk defa oy kullanacakları mahalleye 'hoşgeldin'ziyaretlerinin gerçekleştirilmesi ve gerekli bilgilendirilmenin yapılması istenildi.

Aspirin içerken dikkat!

Bildiyimiz gibi aspirin ilacının gece alınması daha faydalı olacagını kalp krizi ve beyin olaylarının önlenebileceği düşünülüyor. Zira kanda pıhtı oluşturan trombositler, sabah saatlerinde daha aktif oluyor.Kan sulandırıcı olarak hastalara verilen aspirinin,gece uykudan önce içildiğinde daha fazla yararsağladığı ortaya çıktı.

İzmir Kent Hastanesi'nden kardiyoloji uzmanı Doç. Dr. Cevad Şeküri, bu saptamanın Hollanda'daki bir araştırmanın sonucu olduğunu söylüyor. Aspirin, damar içerisinde pıhtı oluşumunu kolaylaştırıyor ve trombosit olarak adlandırılan kan parçacıklarınınyığılmasını önlüyor. Bu etkisinden dolayı kalp krizi, inme ve beyin felci geçirme riski azalabiliyor. Yapılan araştırmalarda kalp krizi riskinin sabah saatlerinde, diğer saatlere göre üç kat daha fazla olduğunun saptandığını belirten Şeküri, "Aspirinin gece alınmasının daha faydalı olabileceği, kalp krizi ve beyin olaylarının önlenebileceği düşünülüyor. Yan etkileriolabileceğine de dikkat çekilirken doktor tavsiyesiyle kullanılması şiddetle öneriliyor. Araştırmalar, kanın pıhtı oluşturan trombositlerinin sabah saatlerinde daha aktif olduklarınıortaya koymaktadır. Benzer bir etki de kolesterol düşürücü ilaçların gece kullanımıyla söz konusu. Bu ilaçların gece alınmasında amaç, gece saatlerinde daha belirgin olan kolesterol üretimini önlemektir." diyor.

ÇOK KOMİK MERT TURAKDAN REYHAN TAKLİDİ :))))


Gece yemek yiyenler dikkat

Uzman Diyetisyen Serkan Tutar, gece yemek yemenin belirli sindirim sistemi rahatsızlıklarına, reflüye ve kilo problemlerine neden olabileceğini belirtti.



Gece yemek yemenin günümüzde birçok insanın yaşadığı problemlerden birisi olduğunu kaydeden Uzman Diyetisyen Serkan Tutar, “Mesai saatinin geç saatlerde bitmesi, eve geç dönme veya keyfi olarak gece daha geç saatlere kadar oturma gibi durumlarda bir şeyler atıştırma ihtiyacı doğar. Bu durum uzun vadeli bakıldığında belirli sindirim sistemi rahatsızlıklarına, reflüye ve kilo problemlerine neden olabilir. Gece yemek yeme genelde iki şekilde olmaktadır. Ortalama akşam yemeğini en geç sekizde tüketen bir birey son ara öğünü yaptıktan sonra gece saat 00.00-00.30 gibi uyuyorsa gece atıştırma gibi bir ihtiyaç söz konusu değildir. Fakat geç saatlere kadar bilgisayar veya televizyon başında oturuyorsanız vücudunuz geç saatlere doğru bir şeyler atıştırmanız için alarm verir. Bu tür durumları yaşamamak için düzenli uyku şarttır. Eğer geç saatlere kadar oturmak zorunda iseniz yatmadan iki saat öncesinde besin tüketimini kesmelisiniz. Gece yemek yemenin diğer bir problemi ise vücudun bu duruma alışmasıdır. Eğer uzun süre yatmadan bir şeyler tüketmiş ve tok mideye uyumuşsanız bu alışkanlığa döner. Bunu yenebilmenin tek yolu ise bir hafta civarında vücudunuza direnmeli ve vücudunuz besin tüketmek istese bile tüketmemelisiniz. Keyfi olarak geç saatlere kadar oturup besin tüketmenize göre çok daha farklı bir konudur gece uykudan uyanıp besin tüketme ihtiyacının doğması. Bunun iki farklı nedeni olabilir.
Birincisi kan şekeri dengenizin düzensiz olarak dalgalanma yapmasıdır. Gece çok aç kalkıp özellikle karbonhidratlı besin tüketimi istiyorsanız en kısa zamanda şekerinizin dengesine baktırmalısınız. İkinci durum ise geceleri aynı saatte kurulmuş saat gibi kalkmanız ve besin tüketimi yapmanızdır. Bu durum ise genel olarak psikolojinizin bozuk olduğunu gösterir. Elinizde olmadan aynı saatte uyanıp tok olmanıza karşın atıştırıyorsanız en kısa zamanda kendinizi başka problemler yaşamadan toparlamalısınız. Bu problemi yenmek bir iki günde gerçekleşmeyeceği için en azından geceleri uyandığınızda ilk olarak yatağınızdan kalkmamayı denemeli en fazla başınıza su koyup onu içmelisiniz. İlla bir şeyler tüketecekseniz ekmek, tatlı, çikolata vb karbonhidratlı besinler yerine yoğurt, ayran, peynir, süt gibi proteinli besinleri tercih etmelisiniz.” diye konuştu. 

Onsuz kahvaltı yapamıyorlar

Onsuz Kahvaltı Yapamıyorlar

Diğer develer samanla beslenirken şanslı deve Joe, sofrada havuç, muz ve benzeri gıdalarla besleniyor. Nathan Anderson-Dixon, "Joe ilk olarak soframıza davetsiz geldi. Pencereden kafasını uzatarak soframıza ortak oldu. Ondan sonra da bu onda alışkanlık yaptı. Biz de ona alıştık. Onsuz kahvaltı yapamıyoruz. Özellikle çocuklar bundan çok mutlu oluyor" dedi.

Onsuz Kahvaltı Yapamıyorlar

Namaz


İş Hayatında Tansiyonla Baş Etmenin Püf Noktaları


Birçok kişinin yaşamını etkileyen hipertansiyonun nedenleri ve yol açtığı hastalıklar...
Dünyada yaklaşık olarak 1,5 milyar kişi bu rahatsızlıkla baş ederken, ülkemizde ise hipertansiyonu olan hasta sayısı neredeyse 15 milyonu buluyor. Liv Hospital Nefroloji Bölümü'nden Prof. Dr. Tekin Akpolat, birçok kişinin yaşamını etkileyen hipertansiyonun nedenleri, yol açtığı hastalıklar hakkında bilgiler verirken tedavi yöntemleri konusunda da ipuçlarını paylaşıyor.


Hipertansiyon nedir?

Ülkemizde 15 milyon kişinin yaşamını etkileyen hipertansiyon hastalarının yaklaşık yarısı kan basıncının yüksek olduğunun farkında olmadan yaşantısını sürdürmeye devam ediyor. Bu 15 milyon hastadan yaklaşık 10 milyonu ise kan basıncını kontrol ettirmiyor. Hipertansiyonun önemi, sık karşılaşılması, belirti vermediği için hastalar tarafından fark edilememesi, fark edilse bile yeterli ölçüde tedavi edilmemesi hastalığı daha da tetikliyor. Yeterli tedavi alamayan hastalarda birçok organ olumsuz olarak etkileniyor. Yüksek tansiyondan en çok etkilenen organlar ise kalp, beyin, böbrek, gözler ve ana damarlar oluyor. Hipertansiyon oluşumuna yol açan faktörlerden en önemlisi tuz kullanımının çokluğu ve genetik etkenlerdir. Tuzu fazla tüketen toplumlarda hipertansiyon sıklığı daha fazladır. Bunun yanı sıra ailede hipertansiyon olan kişilerde bu risk daha da fazlalaşıyor. Ayrıca stres, hareketsiz yaşam, şişmanlık, kötü beslenme alışkanlıkları gibi durumlar da hipertansiyon oluşumuna katkıda bulunur.

Hipertansiyona yol açan hastalıklar

Hastaların yüzde 5-10'unda ise hipertansiyon başka bir hastalığa bağlıdır. Hipertansiyona yol açan hastalıkların önemli kısmı böbrek kaynaklıdır. Hormonal hastalıklar ise önemli diğer bir grubu oluşturmaktadır. Bu hastalıkların önemli bir kısmının tedavi edilebilir nitelikte olması, hastalıkların tedavisi ile de hipertansiyonun kalıcı tedavisinin mümkün olması her hastanın hipertansiyona yol açan hastalıklar açısından değerlendirilmesini zorunlu kılar.

Uzun çalışma saatleri hipertansiyonu yükseltiyor

Uzun çalışma saatleri, masa başı çalışma düzeni ve düzensiz beslenme tansiyonu olumsuz etkiler. Çalışma hayatının stresi de göz önüne alındığında çalışanlar hipertansiyon ve hipertansiyona bağlı sorunlar için risk altındadırlar. Zamanın kısıtlı olması kişileri daha az hareket etmesine fırsat verir. İş yemekleri ve uzun süren toplantılar beslenme düzenini daha da bozar. Kişinin kendisine zaman ayıramaması tedavinin de aksamasına neden olabilir. Hipertansiyon tedavisi üç aşamadan oluşuyor; hipertansiyona yol açan hastalığın tedavi edilmesi, ilaç uygulaması, yaşam düzeninde değişikliğe gitmek. Tuz alınımının kısıtlanması, fazla kiloların verilmesi, fiziksel aktivitenin artırılması, sigara ve alkolün belli düzeyde tutulması başlıca yaşam düzeni değişiklikleridir.

Tansiyon kontrolünde pratik yollar

İş yaşantısından tansiyonu kontrol etmenin yolları üç başlıkta incelenebilir. Bunlar, sağlıklı bir hasta-hekim ilişkisi, hipertansiyon hakkında yeterli ve doğru bilgiye sahip olmak, iş yaşantısı içerisinde hipertansiyon tedavisinde gerekli olan yaşam düzeni değişikliklerini gerçekleştirmektir. Tüm hastalıklarda olduğu gibi hipertansiyonda da tedavinin başarılı olması için hastanın önce bir hekim tarafından değerlendirilmesi ve tedavinin planlanması gerekir. Hipertansiyon açısından özel durum hipertansiyona yol açan bir hastalığın olup olmadığının araştırılmasıdır. Hipertansiyonun sık karşılaşılan bir hastalık olması ve hemen herkesin sosyal çevresinde hipertansiyonu olan bir yakınının olması nedeni ile hipertansiyon hastalar arasında sıklıkla konuşulan konulardan birisidir. Hastalar sürekli doğru-yanlış bilgi edinmekte ve tedavileri yönlendirilmektedir. Bu nedenle hipertansiyon hakkında yeterli ve doğru bilgilere sahip olmak gerekir. İş yaşantısında tansiyonu kontrol etme yolları arasında belki de en zor olan iş yaşantısı ile hipertansiyon tedavisinde gerekli olan yaşam düzeni değişikliklerini uyumlu hale getirmektir. Hastanın hastalığını kabullenmesi ve doğru yönlendirilme ile birlikte bu sorun kolaylıkla aşılabilir. Kan basıncını kontrol altına almanın yollarından birisi de bir kan basıncı ölçüm aletine sahip olmaktır. Günümüzde hipertansiyon hastaları şanslıdır, çünkü fiyatları oldukça makul ve doğru ölçen otomatik tansiyon ölçüm aletleri sayesinde hastane dışında kan basıncını ölçebilir. Burada önemli olan doğru alet seçmektir. Çalışma ofisinizde de bir alet bulundurmanızda yarar vardır.

Yemek seçerken acele etmeyin

İş yaşantısında en büyük zorluklardan birisi dışarıdan yiyecek tüketmektir. Ancak bilinçli ve planlı bir yaklaşımla dışarıda yemek tüketmek tansiyona olan olumsuz etkileri en aza indirger. Hipertansiyondan kaçınmak için tuzu az kullanmak, ara öğünleri atlamamak ve doğru lokantaları seçmek önemlidir. Ülkemiz dünyada en çok tuz tüketen ülkelerden birisidir. Tuz açısından zengin gıdaların tüketiminden kaçınmak gerekir. Ara öğünlerde simit, kuru pasta gibi seçenekler tuz nedeni ile tercih edilmemelidir. Evden çıkarken yanımıza bir meyve koymak, bir avuç fındık almak güzel seçenekler olabilir. Öncelikle diyete uygun alternatif sunabilen lokantalar tercih etmelisiniz. Restoranlarda yemek seçerken acele etmemek ve özel isteklerden kaçınmamak yararlı olur.

Dışarıda yemek yerken nelere dikkat etmek gerekir?

Çok aç yemeğe gitmeyin.
Menüyü dikkatle inceleyin ve tuzsuz, az yağlı, yağsız ürünleri seçin.
Porsiyonları oranlı tüketin.
Kırmızı et yerine beyaz et tercih edin.
Tatlı yerine meyve yiyin.
Ara sıcaklarından kaçının.
Su tüketimini artırın ve şekerli içeceklerden kaçının.
Alkol alımını azaltın.
Yemeklerde tuz yerine limon ve baharat kullanın.

Kilo Vermenin En Basit 18 Yolu!

Kilo vermek istiyorsanız bu habere dikkat edin  belki yardımcınız  olur.



Düşündüğünüzün aksine, kilo kaybı için ille de saatlerce spor yapıp kan ter içinde kalmanıza gerek yok. Şimdi size vereceğimiz önerileri yaşam tarzınıza adapte edebilirseniz, uzun zamandır düşlediğiniz o 'ince ve fit' halinize kavuşabilirsiniz. 

Daha küçük tabakBüyük yemek tabaklarının her zaman durduğu yere bu sefer daha küçük olan tatlı tabaklarını koyun. Yemek hazır olunca eliniz otomatik olarak tatlı tabağına gitsin ve servisi bu tabaklarda yapın. En az 1/3 oranında daha az kalori almış olacaksınız. 

İkameler 
Haftada iki kez kırmızı et yerine balık ya da tavuk yemeniz gerektiğini aklınızdan çıkarmayın. Somon gibi yağlı balıklar kalp sağlığınız için son derece faydalı Omega-3 yağ asitlerini içerir. Ayrıca, yapılan bir araştırmaya göre, öğle yemeğinde kırmızı et yerine balığı tercih etmiş bir kişi, ortalama olarak akşam yemeğinde %11 daha az kalori alıyormuş. 

Eee, biraz da yürümeli, öyle değil mi? Bir başka araştırmaya göre de oturduğu mahalle yürüyüş yapmasına müsait olanların beton bloklar arasında kaybolmuş ve yürüyüş için elverişli bir çevreye sahip olmayanlara kıyasla ortalama 3 kg daha zayıf oldukları belirlenmiş. Ayrıca, 11.000 kişi üzerinde yapılan farklı bir araştırmada da daha fazla araç kullanmaya meyilli olan kişilerin bel çevresi ile araç kullandığı zaman dilimi arasında doğru bir orantı bulunuyor. 
Acıkınca yemek yerine, planlı ve programlı yemekUzmanlar, özellikle de orta yaşlara gelindiğinde 'acıkınca yemek' yerine belli ve aynı saatlerde yemenin çok daha sağlıklı olduğu düşüncesinde hemfikir. Saat 13: 00'ü gösteriyor ve daha pek acıkmadınız diye ikinci tabağınızı yemek zorunda değilsiniz. Hatta yemeğin yanında ekmek yemezsiniz, olur biter... 

Bazen de pazara çıkın 
Evet, hızlı bir yaşamın parçasıyız hepimiz. Süpermarkete gidip sepetimizi hızlıca doldurup türlü promosyonlardan da yararlanarak akıllı bir iş yapıyoruz, öyle değil mi? Acaba? Taze sebze ve meyveler için belki süpermarket alışverişi size cazip geliyor ama o ışıltılı raflarda duran cips, şeker, meşrubat ve benzeri ürünleri de farkında olmadan sepete atıyor olmayasınız? Siz değilseniz bile 'eşiniz' sepeti yaramaz çocuklar gibi çaktırmadan doldurmasın sağlıksız ve kalorili atıştırmalıklarla. Bazen de semt pazarına çıkın. Açık havada, taze ve nispeten daha ucuz sebze ve meyveleri seçme, 'pazarlık' yapma şansına da sahipsiniz. üstelik en önemlisi; semt pazarı, sağlıksız gıdaları satın almanızı önlemiş olacak. 

Alarmınızı bu kez 'spor' için kurun 
Sadece sabah erken kalkmak için değil de antrenman ya da spora gidiş saatiniz için de alarm kurun ve bu saatlere uymaya özen gösterin. Haftalık programlarla başlayın, daha sonra alışınca aylık programlara geçiş yapabilirsiniz. 

Ev içinde daha fazla hareket 
Günde 10 dakika, haftada yedi gün ev içerisinde bir aktivite yaratın kendinize. Mutfak dolaplarının üzerini temizlemekten çöpü kapı önüne değil de dışarıdaki çöp tenekesine götürmeye kadar. Hadi ama, isterseniz mutlaka bir şeyler bulursunuz! 

Güne lifli gıdalarla başlayın 
Araştırmalar gösteriyor ki sabah saatlerinde lifli gıdaları daha fazla tüketmeyi alışkanlık haline getiren bir kişi uzun vadede bunun karşılığını çok daha fit bir vücuda kavuşarak görüyor. İlk etapta meyveli müslileri deneyebilirsiniz. 

Sık ama az yemek 
Hep söylenir, ama doğruluk payını siz de biliyorsunuz. Günde 3 büyük öğün yerine 5 ya da 6 öğün yemek yiyebilirsiniz. Kan şekeri seviyeniz daha dengeli olacak, vücudunuz daha az yağ depolamaya meyilli hale gelecek. 

Yediğiniz yemeğe odaklanın! 
Kaşığı ya da çatalı ağzınıza götürürken yavaş olun ve arada bir kendinizi yoklayın, 'çok mu yedim ya da karnım doydu da sırf zevk veya güzel tatlar için mi devam ediyorum' diye. Kendinizi rahat bırakmayın, düşünün hangi yiyecekten ne kadar yiyorsunuz diye... Hani derler 'lokmamı mı sayıyorsun?' diye, siz gerçekten de yemek yerken aynaya bakın (sanal bir ayna da olabilir) ve kendi 'lokmalarınızı' sayın! 

Şifalı otlarTuz, tereyağı veya peynir yerine yemeğiniz tat versin diye türlü bitkilerden ekleyebilirsiniz. Böylece daha lezzetli ve düşük kalorili beslenmiş olursunuz. 

Saat akşam 8'den sonra hiçbir şey yemeyin 
Sabah 'aç' kalkacak ve kahvaltı edeceksiniz. Gerisi zaten tamamen sağlıklı bir döngü. Akşam yememek, sabah aç kalkmak! İşte parolamız bu! 

Şeker faktörü 
Her gün 5 bardak sıcak içecek içiyorsanız ve her birine ortalama 2 küp şeker ilave ediyorsanız bu satırların devamındaki basit bir 'hesabı' da görmezden gelmemelisiniz. Günde 10 adet küp şeker (üstelik sadece sıcak içeceklerden) ayda 300 adet, yılda 3.650 adet demek. 30 yıl boyunca sıcak içeceğinize küp şeker atarsanız, hayatınıza ekstradan 100.000 küp şeker atmış olursunuz. 

Ödül sistemi 
Bütün hafta diyetinize sadık kaldınız, iradenizi konuşturdunuz. Hafta sonu ödülü hak ediyorsunuz, evet ama 'yiyecek veya içecek' herhangi bir şey ile değil! O devir artık kapandı maalesef. Tüm hafta düzgün beslenmek, sonra hafta sonu ödül diye 1,5 porsiyon 'yağlı' iskenderi götürmek... Bunun yerine 'sinema, tiyatro, pahalı bir konser ya da şehir dışına yapılacak bir kaçamak ile' de pekAla ödüllendirebilirsiniz kendinizi. 

Gözünüzü 'ödülden' ayırmayın! 
Vereceğiniz 5-6 kilonun ardından içine rahatlıkla sığabileceğiniz, kendinizi içinde gerçekten muhteşem hissettiğiniz o elbise var ya... Giyilmek için sizi bekliyor! Yeter ki isteyin ve buradaki önerilerimizi can kulağıyla okuyun. 

Kiraz, böğürtlen, vişne... 
Michigan üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada kurutulmuş kiraz tozuyla beslenen farelerin bel çevrelerindeki yağların üç ay içerisinde ortalama olarak %17 azaldığı saptanmış. Yani bu, şu demek oluyor ki; koyu renkte olan ve antioksidanlarca zengin olan kiraz ve böğürtlen gibi meyveler uzun vadede kilo verme açısından gayet başarılılar. 

Tuza 'elveda' deme zamanı 
Sodyum, vücudumuzdaki sıvı dengesini sağlayan, oldukça önemli bir element fakat bazılarımız gereğinden fazla tüketiyor. Düşünün ki bir çay kaşığı tuzda 2-3 miligram tuz var ki Amerikan Kalp Derneği'nin öngördüğü günlük tuz tüketimi miktarı sadece 0,8 miligram! 

Yeşil çay gerçeği 
Günde bir kutu şekerli meşrubat yerine bir fincan yeşil çay ya da papatya çayı içmeniz bile üç ay içerisinde bel çevrenizi % 7,7 oranında azaltabilir. Bununla ilgili yapılan araştırma sonuçları öyle diyor. 

Başbakan Erdoğan, İnovasyon Haftası'nda Konuştu

Erdoğan, Türkiye İnovasyon Haftası dolayısıyla İstanbul'da düzenlenen toplantıda açıklamalarda bulundu.


Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Bugün bilim ve insanlığın teknolojide ulaşmış olduğu yer göz kamaştırıcıdır. Dünyada mücadele devam ediyor. Bilimin bu seviyeye ulaşmasında Doğu medeniyetlerin çok etkisi vardır. Batılı bilim tarihçileri de kabul ediyor ki Rönesans Osmanlı biliminin üzerinde yükselmiştir. Bilim ve sanata yön veren Doğu, bilim ve ilim üretme noktasında gerilerde kalmıştır. Takip eden asla öne geçemez. Başkasının avucuna bakan asla lider olamaz. Bilim ve sanatın öne geçtiği yerler, cazibe merkezi olan yerlerdir. Aslında bu tarihi gerçek, günümüzde de değişmemiştir. Silikon Vadisi, dünyanın her yerinden bilim adamlarının başarılarıyla büyüyor.
Bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Bilim ve sanatın çok öne geçtiği şehirler cazibe şehirleridir. Cazibe merkezi olabilmek için çok çalışmak gerekiyor.
Herkesin aynı düşündüğü bir toplum yeni fikirler üretemez. Farklılık bir dezavantaj değil, tam tersine avantajdır. Renklilik bir zenginliktir. Standart kimliklere sahip bir toplum öne geçemez. Sadece grinin tonlarından ibaret bir ülke söyleyecek söz bulamaz.
Farklılıklara tahammül edemeyen toplum yükselemez. Türkiye hiçbir zaman ırkçı bir yaklaşım içinde olmamıştı. Bizim inancımız ırkçılığa müsaade etmez.
Türkiye 11 yıllık süreçte rekor seviyede başarıların altına imza attı. 786 milyar dolara ulaştık. Bu durup dururken olmadı. Çalışarak oldu.
Gündemi belirlenen değil, gündem belirleyen bir ülke olmaya mecburuz. Geçtiğimiz 11 yılda başardığımız büyük dönüşüm bize gelecek için umut veriyor. Haber: Başbakan Erdoğan, İnovasyon Haftası
 Haber: Başbakan Erdoğan, İnovasyon Haftası'nda Konuştu

29 Kasım 2013 Cuma

Kurtlar Vadisi Pusu ile ilgili o iddia doğrulandı

Dün bir gazetede çıkan Kurtlar Vadisi Pusu'nun senaristlerinin ayrıldığı yönündeki habere Pana Film'den açıklama geldi.Pana Film yetkilileri açıklamada haberi doğruladı.Bahadır Özdener ve Cüneyt Aysan'ın senaryo ekibinden ayrıldıklarını açıklayan Pana Film, bu iki ismin şirketin ortakları olmaları hasebiyleşirketle bağlarının kopmadığının altın çizdi.

İŞTE PANA FİLM'İN O AÇIKLAMASI
Bugün bazı internet sitelerinde yer alan şirketimizsenaryo grubuyla ilgili haberler için açıklamazorunluluğu doğmuştur.
1-Bahadır Özdener ve Cüneyt Aysan, Pana Film A.Ş'nin ortaklarıdır ve şirketimizortaklığından ayrılmaları söz konusu değildir.
2-10 yılı aşkın bir süredir Türk televizyon tarihinin en uzun soluklu ve en çok izlenen yapımı olan Kurtlar Vadisi projesinde senaryo grubunda zaman zaman bazı değişikliklerin olması hem zaruri hem de doğaldır. Bu değişiklikler bazen kan tazeleme, bazen de yorgunluk nedeniyle olabiliyor. Projenin her aşamasında yapıla gelen kan tazeleme, bir ay önce dizininsenaryo grubunda da gerçekleşmiştir
Bahadır Özdener ve Cüneyt Aysandizimizin senaryo gurubundaki görevlerini kendiistekleriyle diğer senarist arkadaşlarımıza bırakmıştır. Kurtlar Vadisi Pusu, her hafta artanperformansıyla uzun soluklu koşusuna devam etmektedir.

İstanbul'un suyu bitiyor mu? İşte barajlardaki son durum

İstanbul'a su sağlayan barajlardaki doluluk oranı önceki yıllara göre azaldı. 2010 Kasım ayında yüzde 72 olan doluluk oranı, bu yıl yüzde 40,6'ya düştü2010 Kasım ayında yüzde 72 olan doluluk oranı, buyıl yüzde 40,6'ya düştü.

ALİBEYKÖY BARAJINDAKİ KEMERLERORTAYA ÇIKTI
İSKİ'den alınan verilere göre su miktarında gözle görülür bir azalma var. Su miktarı geçen yıla göreyüzde 6,5 düştü. Alibeyköy barajındaki su miktarıyüzde 19 oranında düştü. Suların çekilmesinin ardından normal zamanlarda su altında kalankemerler tamamen görünür hale geldi.
YILLARA GÖRE DOLULUK ORANLARI
Kasım ayı itibariyle diğer barajlarda doluluk oranı ise şöyle:
Sazlıdere yüzde 26,85, Büyükçekmece yüzde 36,66, Darlık yüzde 44, Terkos yüzde 51,72, Istrancalar yüzde 52,83 ve Ömerli yüzde 54,75
İstanbul'daki barajların Kasım ayı itibariyle son 5 yıllık doluluk oranları da şöyle:
YILLAR - %
2009 - 87.42
2010 - 71.53
2011 - 56.49
2012 - 46.84
2013 - 40.39
"DOLULUK ORANIMIZ YÜZDE 39'LARDA"
İBB Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul'un kar ve yağmura ihtiyaç duyduğunu söyledi. Topbaş, "Barajlardaki doluluk oranlarımız yüzde 39'larda. Bu konuda bir problemimiz yok ancakenerjideelektrikteakaryakıtta ve su da tasarruf çok önemli. Suyun musluğa kadar gelmesinde yüzde 80 maliyet enerji, pompaj ve motorlarda. Biz israf etmediğimiz zamanhem rezervlerimiz daha güçlü olur hem de enerji tasarrufu yapmış oluruz" diye konuştu.

28 Kasım 2013 Perşembe

cuma akşamı


Turkeys' lives spared: Obama pardons Thanksgiving birds

President Obama continued the annual tradition of pardoning the official White House Thanksgiving turkey at a windy and chilly ceremony in the Rose Garden Wednesday, thanking Popcorn – the National Thanksgiving Turkey winner, chosen by voters on Facebook and Twitter - and Caramel, the runner-up, for their service."Generally, Thanksgiving is a bad day to be a turkey, especially at a house with two dogs," Mr. Obama said, flanked by his daughters Malia and Sasha.
He announced Popcorn as the winner of a competition - "quite literally, the 'Hunger Games,'" as he described it - to be the lucky pardoned turkey.  Popcorn's victory proved "that a turkey with a funny name can have a future in politics," Mr. Obama added, poking fun at the "skinny kid with a funny name" line he regularly used to describe himself during his 2008 run for the White House.
"As for Caramel, he is sticking around and he's already busy raising money for his next campaign," he joked.
Mr. Obama’s quips continued another recent tradition: presidential turkey jokes.During the 1993 turkey pardon ceremony, President Bill Clinton said the pardon was easy for him "because I've been around turkeys all my life." Upon realizing the double meaning of his statement, Mr. Clinton was quick to add: "I didn't mean it like that." 
At the turkey pardon in 2001, President George W. Bush observed that "our guest of honor looks a little nervous. Nobody's told him yet that I'm going to give him a pardon." 
In 1990, then-President George H. W. Bush sought to allay the fears of his audience that a "terrible fate" awaited the turkey presented him. "We've decided to spare him. He will not be subjected to questions from the Washington press corps after this ceremony."
On a more serious note, Mr. Obama said he and his family on Wednesday will deliver two donated turkeys to a local "organization that works to help out our neighbors here in D.C. who need it most."
He also took the opportunity to thank U.S. servicemembers for their "service and sacrifice."
"You keep us safe, you make us proud, and you remind us of our own obligations to build on the work of our predecessors and leave something better for our own kids," Mr. Obama said.According to the White House's history of turkey pardons, Americans have been giving the president holiday turkeys since 1873, during Ulysses S. Grant’s presidency. In 1947, the White House started celebrating these gifts in the Rose Garden. Not every president has been in the habit of sparing the turkey's life, however: Presidents Eisenhower and Johnson ate the turkeys presented to them.
Mr. Obama alluded to the history of presidents consuming the Thanksgiving honorees in 2009saying that he came close to inviting that year’s pardoned turkey - Courage - to dinner. 
“Thanks to the intervention of Malia and Sasha, because I was ready to eat this sucker, Courage will also be spared this terrible and delicious fate," he said.
"I'm told Presidents Eisenhower and Johnson actually ate their turkeys," Obama said. "You can't fault them for that; that's a good-looking bird."
The first “pardon” was bestowed by President George H.W. Bush in 1989, according to the White House. In a Rose Garden ceremony, Mr. Bush said that year’s turkey had “been granted a presidential pardon as of right now” and it was sent to live out its life at a farm in the D.C. suburbs.
This year’s birds, Popcorn and Caramel, were raised by turkey farmer John Burkel in Badger, Minn. Burkel is the chairman of the National Turkey Federation, and in that role, he was asked to provide the birds for the ceremony. The second bird is sent along in case the first gets stage fright.
Both turkeys are 20 weeks old and approximately 38 pounds and their names were chosen from submissions from elementary schools in Roseau County, Minn., according to the White House.
Following Wednesday’s pardon, the turkeys will live at George Washington’s historic Mount Vernon estate until January before moving to Morven Park’s Turkey Hill farm in Leesburg, Va.  However, if recent history is any indication, their days are numbered.
Sadly, all but one of the turkeys pardoned by Mr. Obama during his presidency have lived to see a second Thanksgiving, National Journal reports
The turkeys tend to only live a few more months post-pardon – last year’s pardonee, Cobbler, was euthanized on Aug. 22, 2013, nine months after its time on the national stage. Gobbler, its backup, died in February. 
As these turkeys were bred for consumption, they’re usually beset with health problems related to obesity – most significantly, heart failure – which tends to do them in at a young age, according to a 2010 report for the Humane Society

Copyright @ 2013 Hayallere Giden Yol. Designed by Elementx | Love for Siristatlı