Duyuru:

Web sitemize hoş geldiniz, umuyoruz ki web sayfamızı beğenirsiniz ve her zaman misafirimiz olursunuz.

26 Haziran 2014 Perşembe

Ramazan Yemekleri ve Sağlık açısından öneriler



İftar ve sahur zamanlarının tadına doyum olmuyor, ancak gün boyunca oruç sırasında vücutta yaşanan değişimler konusunda bilinçli ve dikkatli olmak gerekiyor. Üstelik sindirim sisteminde sorun yaşayanların bu noktada çok daha dikkatli olması şart…

Ramazanla birlikte oruç tutan kişilerin günlük beslenme şekli ve öğün sayısı birdenbire değişiyor. Uzun bir süreyi aç olarak geçirdikten sonra iftarda yenilen yemeklerin özellikleri ve miktarı, oruca hazırlanmak için sahur yemeklerinin yenmesi vücudumuz için farklı bir duruma uyum sağlama zorunluluğunu ortaya çıkarıyor. Beslenme saatleri değişse de günlük alınması gereken enerji, protein, vitamin ve mineral oranları ramazan ayında da değişmiyor. Beden sağlığını korumak adına yeterli miktarda meyve, sebze yemek, su içmek kuralı ramazan ayında da geçerliliğini koruyor. Oysa Ramazanda Türk mutfağının çeşitli ve lezzetli pek çok yemeği, tatlısıyla tuzlusuyla masalarımızı renklendirirken, sağlıklı beslenmek bir yana aşırı yenilerek sindirim sistemindeki tüm organlara zarar verebiliyor. Acıbadem Hastanesi Bakırköy Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Saruç “Bazı şeylere dikkat ederek bu ayı sağlıklı olarak geçirmek mümkün olabilir. Özellikle sindirim sistemimizle ilgili nelere dikkat etmemiz gerektiğini bilmek, oruç tutarken aynı zamanda da sağlığımızı korumamıza yardımcı olacaktır.”diyor.

Hangi organlar oruçtan nasıl etkileniyor?

Yemek Borusu ve Oruç
Son zamanlarda isminden çok fazla söz edilen reflü hastalığı, midedeki asit ve gıdaların yemek borusuna geri gelmesi ve burada tahrişe ve kişide göğüs arkasında yanma gibi şikayetlere neden olması şeklinde tanımlanıyor. Doç. Dr Saruç, “Normal zamanlarda da toplumda sık olarak gözlenen bu durum Ramazan ayında artmaktadır.” diyerek şöyle devam ediyor: “Uzun süren açlık sonrası, dikkatsizce yüksek kalorili ve fazla miktarda yiyecek yenmesi en önemli nedendir. Ayrıca sahurda yemek yendikten sonra hemen yatılması da zararlıdır. Yatar pozisyonda yiyeceklerin mideden yemek borusuna geri gelmesi kolaylaşmaktadır. Bu faktörler, Ramazan ayında şiddetli reflü şikayetlerinin görülmesine yol açar.”

Bu açıdan özellikle daha önceden reflü tanısı konulmuş olan hastaların, Ramazan ayı öncesi gastroenterologları ile görüşmeleri, yeni öneri ve ilaç değişikliklerini öğrenmeleri gerekiyor. Oruç tutarken iftarda yüksek kalorili ve yağlı yiyeceklerden kaçınmak, reflü olasılığını azaltan etmenlerden. Doç. Dr. Saruç diğer önerilerini şöyle sıralıyor: “Ayrıca iftarda az miktarda yiyerek, iftardan 3 saat kadar sonrasına küçük bir öğün eklemek de mideyi aşırı doldurmayı önleyecektir. Sahurda hafif yiyecekler yemek ve yemek yedikten sonra hemen yatmamak gece reflülerini engelleyecektir. Reflü için, doktorunuzun kullanmanızı söylediği ilaçları , iftarda ve sahurda alınması, gün boyu aç kalan ve yüksek miktarda asit salgılayan midenizin asit salgısını azaltacaktır. Sigara ve alkol alınmaması, çikolota, kahve, biberli, yağlı baharatlı yiyeceklerden uzak durulması önemli yarar sağlar. Ramazan süresince kilo alınmaması, sıkı giysiler giyilmemesi ve gerektiğinde yatak başının yükseltilmesi de koruyucu önlemlerdir.”

Mide ve Oruç

Çok miktarda yemek yenmesi hazımsızlığa, karın ağrısına, bulantı ve kusmaya neden olabiliyor. Rahatsız olmamak için dengeli beslenmeye, gerekli tüm besin öğelerinden az miktarlarda yemeğe ve iftar ile sahur arasına yatmadan 2 saat kadar öncesine küçük bir ara öğün sıkıştırmaya dikkat etmek gerekiyor. Ramazan ayında dikkat edilmesi gereken bir nokta da “Ülser hastalığı”. Özellikle mide şikayetleri olanların, daha önce mide ülseri veya kanaması geçirmiş olan kişiler oruç tutmaya başlamadan önce mutlaka bir gastroenterolog ile görüşmelerinde yarar var. Doç. Dr. Saruç, “Kontrollerin yapılmadığı durumlarda oruç tutulması ciddi mide ve on iki parmak barsağı kanamalarına neden olabilmekte ve istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilmektedir.” diyerek bir konuda uyarıda bulunuyor: “Ramazan ayı süresince ağrı kesicilerin kullanımı da özen ister. Zaten mide için oldukça zararlı olan bu ilaçların doktor önerisi olmadan kullanımı oruç sırasında tehlikeli kanama ve mide delinmelerine neden olabilir.”

Karaciğer ve Oruç


Ramazan ayı süresince uzun süre aç kalınmasına rağmen iftar ve sahurda yenilen yüksek kalorili hamur işleri ve tatlılar nedeniyle kilolar alınıyor. Bu kısa süre içinde vücut ağırlığında ortaya çıkan bu artış karaciğerde yağlanmaya yol açıyor. Doç. Dr. Saruç, “Yüksek karbonhidratlı beslenme insülin kan seviyemizi yükseltmekte bu da karaciğerde daha kolay yağ birikime neden olmaktadır. Özellikle kronik karaciğer hastalığı (hepatit) olan kişiler oruç tutmaya başlamadan önce doktorlarına kontrol olmalı ve gerekli önerileri almalıdır.” diyor.

Safra kesesi ve Oruç

Safra kesesi taşı orta yaş ve üstünde, kilolu kişilerde, çok doğum yapmış kadınlarda sık görülüyor. Safra taşlarının sağlık üzerine etkileri konusunda Doç. Dr. Saruç şunları söylüyor: ”Uzun süre açlık sırasında safra kesesi içinde kalan safra koyulaşmakta, akışkanlığı azalmakta ve yeni taşların oluşumu artmaktadır. Safra kesesinde taşın bulunması hazımsızlığa, çok miktarda yağ içeren besinlerin yenmesi karın ağrısı, bulantı ve kusmaya neden olabilmektedir. İftarda yenilen çok miktardaki besinden sonra şiddetli karın ağrıları ve akut kolesistit denilen safra kesesi iltihapları ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlarda zaman kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.”

Pankreas ve Oruç


Kronik pankreatit, geçirilmiş akut pankreatit gibi pankreas hastalığı bulunan kişilerin oruç tutmadan önce mutlaka doktorlarından onay almalarında fayda var. Safra kesesinde oluşan taşların safra kanalına düşmesi pankreasda iltihaba neden olarak istenmeyen durumlara yol açabiliyor. Doktor izni olmadan kronik pankreatit hastalarının oruç tutmaması, tutacaklar ise önerilere sıkı sıkıya bağlı kalmaları, insülin düzeylerinin ayarlanması ve pankreas enzim takviyesi yapılması gerekiyor.

Barsaklar ve Oruç

Ramazan süresince görülen en sık hastalıklardan bazıları hazımsızlık, ishal, kabızlık ve besin zehirlenmeleri. Daha sık ev dışında yemek yendiğinden besin zehirlenmeleri, parazit ve enfeksiyon hastalıkları da artıyor. Bu sebeple yemek yenilen yerlere ve gıda temizliğine dikkat edilmesi besin zehirlenmelerini önlenebilir. Bir diğer sorun olan kabızlık posası az ve yüksek kalorili yemek yeme nedeniyle ortaya çıkıyor. Yiyecekler dengeli olarak seçilir, yeterince çiğ sebze, meyve tüketilir, unlu gıdaların kepek içermelerine özen gösterilirse; bu davranış değişiklikleriyle düzenli barsak alışkanlıklarını sürdürmek zor değil. Gaz ve hazımsızlık da hızlı ve çok miktarda yemek yeme nedeniyle Ramazan ayı boyunca sık görülen yakınmalar arasında yer alıyor. Dengeli ve sağlıklı beslenmenin ana kurallarına uyulduğunda, gazlı ve katkı maddeli içeceklerden çok tüketmek yerine, yeterli miktarda su içilmesiyle bu sorunun da kolayca çözülmesi mümkün olabilir.
Paylaşmak Güzeldir

Unknown

2013 Yılının son çeyreğinde blog yazmaya başladım, gündemi yoğun bir şekilde takip ediyorum ve önemli gördüğüm hususları blogum üzerinden sizlere aktarıyorum.

0 yorum:

Yorum Gönder

Copyright @ 2013 Hayallere Giden Yol. Designed by Elementx | Love for Siristatlı